NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU
Türkiye’de nükleer çalışmalar, çok bilinmese de 1950’li yıllarda başlamış1
; bu bağlamda, somut
yatırımlar hayata geçmemişse de Türkiye bu alandaki birçok uluslararası anlaşmaya imza atarak
iradesini ortaya koymuştur. Nükleer enerji konusunda dikkat çeken başlıca anlaşmalar; 3 Mayıs
1961 tarih ve 10806 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan Nükleer Enerji Alanında Üçüncü
Şahıslara Karşı Hukuki Sorumluluğa İlişkin Paris Sözleşmesi, Nükleer 26 Ekim 1979 tarihinde
Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi (NMFKS) ve 20 Eylül 1994 tarihinde Nükleer
Güvenlik Sözleşmesi’dir. Bu sözleşmeler ile genel olarak; nükleer madde ile ilgili kazaların ve
amaç dışı kullanımın önlenmesi, tespiti ve cezalandırılması, potansiyel radyolojik tehlikelere
karşı etkin bir korunma tesis edilmesi ve sürdürülmesi hedeflenmiştir. Buna rağmen özellikle
nükleer enerji yatırımlarının eksik kalması nedeniyle olsa gerek ki günümüzde Türkiye’de
nükleer faaliyetler alanında etkin bir düzenleme ve denetim yapacak nitelikle bağımsız bir
kurum bulunmamaktaydı. Bununla birlikte Mersin, Sinop ve Trakya olmak üzere üç ayrı
noktada nükleer enerji santrallerinin hizmete alınması hedeflerinin gerçekleşmesi halinde
nükleer enerji alanındaki yatırımların ve faaliyetlerin denetlenmesi ve düzenlenmesi için
bağımsız bir kurum ihtiyacının ortaya çıkacağı açıktır.
Kaldı ki günümüzde, radyoaktif madde kullanan modern detektör ve izleme teknolojileri
sayesinde havaalanlarında, liman ve demiryollarında güvenliğin sağlanması için ve tıp, gıda
güvenliği, tarım, sanayi, askeri alanlarında, bilimsel araştırmalarda, uzay çalışmalarında,
tüketici ürünlerinde nükleer enerjiden faydalanılmaktadır. Geniş bir yelpazede faydalanılan
nükleer enerjinin; sağlık, gelecek, çevre, ülke ve insanlık için zarar doğurması potansiyelinin
de yüksek olması2
, toplumun emniyeti, güvenliğin sağlanması, düzenlemelerin ve denetimlerin
detaylandırılması ve yetkinin bağımsız bir kurumda toplanması ihtiyacını daha belirgin bir hale
getirmektedir. Zira nükleer güvenliğin sağlanması için uyulması gereken mevzuatın
geliştirilmesi ve bu mevzuat hükümlerine uygun olarak nükleer santrallerin lisanslaması için
gerekli değerlendirmelerin yapılıp lisanslama yapılması, lisans verilen tesis ve faaliyetin
mevzuata ve lisans koşullarına uygunluğunun denetlenmesi ve yapılan denetimler sonucunda
uygunsuzluk tespit edilmesi durumunda yaptırımların uygulanması amacıyla bağımsız bir
kurumun varlığı önem taşımaktadır.3 Her ne kadar nükleer enerji alanında düzenleme yapma
ve denetleme yetkisi 5571 sayılı Kanun uyarınca Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na (“TAEK”)
bırakılmışsa da, Başbakanlığa bağlı bir kurum olarak bağımsız olma özelliğini taşımayan
TAEK’in nükleer sektörde gerektiği gibi denetim ve düzenleme yapma yeterliği de sorgulanan
bir durumdu.
Bu doğrultuda, 9 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan 702 sayılı Nükleer
Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (“702 sayılı KHK”) ile Türkiye’de nükleer enerji ve
iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetlerin yürütülmesi sırasında çalışanların, halkın, çevrenin
ve gelecek nesillerin iyonlaştırıcı radyasyonun olası zararlı etkilerinden korunmasına yönelik
1 Metin Yıldırım, İbrahim Örnek, ‘Enerjide Son Seçim: Nükleer Enerji’ (2007) 6(1) 32
2 Yıldırım, Örnek (n 1)
3 Mehmet Ceyhan, ‘Türkiye’de Nükleer Düzenleyici Sistem Nasıldır?’ < http://nukleerakademi.org/turkiyedenukleer-guvenlik-ve-duzenleyici-sistem/ > ( Son Erişilme Tarihi: 10 Eylül 2018)
uygulanması gereken temel ilke ve esaslar ile tarafların sorumluluklarını belirleyerek, bu
faaliyetler üzerinde gerekli düzenlemeleri yapmak ve faaliyetleri denetlemek üzere yeni bir
bağımsız düzenleyici kurum olarak Nükleer Düzenleme Kurumu (“NDK”) kurulması
öngörülmüştür.
NDK’nın Teşkilat Yapısı
702 sayılı KHK’nın amacı NDK’nın teşkilat görev, yetki ve sorumlulukları ile personelinin
özlük haklarına ilişkin esasları belirlemektir. NDK’nın merkezi Ankara’da olup karar organı
Nükleer Düzenleme Kurulu’dur (“Kurul”). Bu Kurul; biri başkan diğeri de ikinci başkan
olmak üzere toplam beş üyeden oluşmaktadır. Kurul’un ataması ve görevlendirilmesi
Cumhurbaşkanınca yapılacak ve görev ve yetkiler, çalışma usul ve esasları NDK tarafından
yönetmelikle belirlenecektir. Öte yandan, uluslararası anlaşma ve sözleşmeler kapsamında
TAEK’e verilen görevlerin hangilerinin NDK’ya devredileceğine ilişkin karar Kurul tarafından
verilecektir.
Kurul’un yanı sıra, NDK’nın faaliyetlerini güvenli ve emniyetli bir şekilde sürdürülebilmesi
için gerekli organizasyon yapısıyla, gerekli mali kaynaklarla, yeterli sayıda ve yetkin personel
istihdam etmesi gerektiği şüphesizdir. Bu doğrultuda, 702 sayılı KHK’da, NDK’nın hizmet
birimlerinde ve merkeze bağlı birimlerde asli görev ve hizmetlerin, Nükleer Düzenleme
Uzmanları, Nükleer Düzenleme Uzman Yardımcıları ve diğer personel eliyle yürütüleceği
düzenlenmiştir. NDK personelinin çalışma usul ve esasları ile uyacakları mesleki ve etik ilkeler
ile istihdam edilecek personelin nitelikleri NDK tarafından yönetmelikle belirlenecektir.
NDK’nın Görev ve Yetkileri
702 sayılı KHK uyarınca NDK; acil durum planlaması ve müdahalesi, halk ve çalışanların
sağlığı, çevrenin korunması, nükleer alanda hukuki sorumluluk, su kullanımı ve besin tüketimi,
arazi kullanımı ve planlaması, tehlikeli maddelerin taşınması ve görev alanıyla ilgili paydaşı
olduğu diğer alanlarda yetkili diğer kurum ve kuruluşlarla güvenlik ve emniyet açısından
işbirliği yapacak ve kurum ve kuruluşlara tavsiyelerde bulunacaktır.
Teknik Destek
NDK’nın kendisine 702 sayılı KHK ile verilen görevleri yerine getirebilmesi için ihtiyaç
duyacağı her türlü teknik destek, analiz, danışmanlık, denetim, eğitim ve sertifikalandırma gibi
hizmetleri yapmak üzere paylarının en az yüzde elli biri NDK’ya ait olan, NÜTED Nükleer
Teknik Destek Anonim Şirketi (“NÜTED A.Ş.”) unvanı altında bir anonim şirket kurulmuştur.
Bu sayede, bir düzenleyici denetleyici kuruluşun yani NDK’nın özel hukuka tabi ancak
kendisine de ait olan bir şirketten yardım alabilmesinin önü açılmıştır.
NDK’nın Düzenleme Kapsamı
NDK, tarafından yapılması öngörülen düzenlemelerin kapsamını, nükleer enerji ve iyonlaştırıcı
radyasyona ilişkin faaliyetlerin yürütülmesi sırasında çalışanların, halkın, çevrenin ve gelecek
nesillerin iyonlaştırıcı radyasyonun olası zararlı etkilerinden korunmasına yönelik uygulanması
gereken temel ilke ve esaslar ile tarafların sorumluluklarını belirlemek oluşturmaktadır.
Lisans ile İlgili Düzenlemeler
Nükleer enerji ve İyonlaştırıcı radyasyona ilişkin bir faaliyetin ilgili mevzuat ve yetki koşulları
uyarınca ve geçerli olduğu süre içerisinde yürütülmesi için NDK tarafından 702 sayılı KHK
kapsamında faaliyet yürütmek isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları veya Türkiye
Cumhuriyeti mevzuatına göre kurulmuş tüzel kişilere, NDK arafından yetki belgesi, onay veya
lisans verecektir.
NDK’dan yetki belgesi veya onay alınması gereken hususlar ile izin ve/veya lisans alınması
gereken faaliyetler Cumhurbaşkanınca belirlenecektir.
702 sayılı KHK’nın lisans ile ilgili düzenlemelerin yapıldığı 4 üncü maddesinde NDK’ya
yapılacak lisans başvuruları veya lisans alma süresince söz konusu olacak idari prosedür veya
başvuru süresi, lisans alma süresi ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış olup bu hususlar
ikincil düzenlemelerle belirlenecektir. Buna ek olarak, lisans verilen tesislerin sahalarında
yapılacak yapıların denetimi NDK tarafından, bu konuda ihtisas sahibi olan kamu kurum ve
kuruluşları ile birlikte veya sadece NDK tarafından yapılacaktır.
Yaptırımlar
Daha önce de bahsedildiği üzere; bağımsız bir denetleyici, düzenleyici kurumun yaptığı
denetimler sonucunda uygunsuzluk tespit etmesi durumunda yaptırımların uygulanması, bu
kurumun yetkilerinden biridir ve yaptırımların uygulanması beklenir. 702 sayılı KHK’da;
yaptırımların nasıl uygulanacağı ve ne tür yaptırımların uygulanacağı düzenlenmemişse de, 702
sayılı KHK kapsamındaki faaliyetlere ilişkin olarak NDK’nın yürüttüğü düzenleme,
yetkilendirme, değerlendirme, denetleme ve yaptırımlar dâhil olmak üzere, tüm bunların
uygulanması “düzenleyici kontrol” olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda, 702 sayılı KHK’nın
kapsamına giren faaliyetler ile bu faaliyetlerin yürütüldüğü tesis veya yerler güvenlik, emniyet
ve nükleer güvence açısından NDK’nın düzenleyici kontrolüne tabidir. Ancak 702 sayılı
KHK’da yaptırımlar ile ilgili açıkça bir düzenleme yapılmadığı için, NDK’nın etkin bir şekilde
göreve başladığında uygulayacağı yaptırımlar ile ilgili yeni veya ek düzenlemeler yapılmasına
kadar uygulanacak yaptırımlar netlik kazanmamıştır.