KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURUMU TARAFINDAN DÜZENLENEN

İDARİ PARA CEZALARINA İTİRAZ YOLU

 

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (“Kurum”) tarafından düzenlenen idari para cezalarına itiraz yolunun usul ve esaslarının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun (“Kanun”) General Data Protection Regulation (“GDPR”) ile uyumlu hale getirilmesine ilişkin değişiklikleri de içeren Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 8. yargı paketinde öngörülen değişiklikler ile birlikte kıyaslamalı şekilde ele alındığı işbu bilgi notu kapsamında öncelikli olarak idari yaptırıma tabi durumların, idari yaptırım kararlarına karşı itiraz yollarının ve müteakip Kurum tarafından düzenlenen idari para cezaları kararlarına itiraz yolunun ele alınması gerektiği görüşündeyiz.

 

  • Kanun Kapsamında İdari Yaptırıma Tabi Durumlar

 

Genel anlamda idari yaptırımların en önemli özelliği, idare tarafından ve idare hukuku usullerine göre kararlaştırılıp uygulanmalarıdır.[1] İdari yaptırımların mevzuatta yansıması ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu 16. Maddesi kapsamında “Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibarettir.” hükmü ile karşımıza çıkmaktadır.

 

Kanun’un 18. Maddesinde öngörülen ihlallerin idari para cezasına tabi olduğu düzenlenmiştir. Bunlar; aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, kurul tarafından verilen kararların yerine getirilmemesi, veri sorumluları siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesidir.

 

 

 

Yükümlülük

 

 

İlgili Kanun Hükmü

2024 Yılı Yeniden Değerlendirme Oranı İle Belirlenen En Düşük İdari Para Cezası

2024 Yılı Yeniden Değerlendirme Oranı İle Belirlenen En Yüksek İdari Para Cezası

Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi

 

 

18/1/a, 10

 

47.303,00 TL

 

47.303,00 TL

Veri Güvenliğine İlişkin Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi

 

18/1/b, 12

 

141.934,00 TL

 

9.463.213,00 TL

Kurul Tarafından Verilen Kararların Yerine Getirilmemesi

 

18/1/c, 15

 

236.557,00 TL

 

9.463.213,00 TL

Veri Sorumluları Siciline Kayıt ve Bildirim Yükümlülüğüne Aykırı Hareket Edilmesi

 

 

18/1/ç, 16

 

 

189.245,00 TL

 

 

9.463.213,00 TL

 

 

Kurum ve dolayısıyla Kanun tarafından kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilere kişisel verilerin işlenmesi, aktarılması, veri sorumluların aydınlatma yükümlülükleri, veri güvenliğinin sağlanması gibi hususlar bakımından birtakım yükümlülükler yükletilmiştir. Bu yükümlülüklerin yanı sıra Kanun’un 16. Maddesinde de ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere Kurul’un gözetiminde, Başkanlık tarafından kamuya açık olarak Veri Sorumluları Sicili (“VERBİS”) tutulmaktadır. Kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, veri işlemeye başlamadan önce bu VERBİS’e kaydolmakla yükümlüdürler. Ancak bu yükümlülüğe işlenen kişisel verinin niteliği, sayısı, veri işlemenin kanundan kaynaklanması veya üçüncü kişilere aktarılma durumu gibi Kurulca belirlenecek objektif kriterler göz önüne alınmak suretiyle, Kurul tarafından istisna getirilebilmektedir.

 

  • İdari Yaptırımlara Karşı Başvurulabilecek İtiraz Yolları

 

İdari para cezalarına ilişkin genel hükümler Kabahatler Kanunu kapsamında düzenlenirken, öngörülen idari para cezaları kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolları ve bu kanun yollarına ilişkin başvuru yolu, süresi, itiraz yolu ve süreleri gibi hususlarda özel kanunlarda yer alan özel hükümlerin uygulanması gerekliliğine yine Kabahatler Kanunu kapsamında yer verilmiştir.

 

Ayrıntılı ifade edilmesi gerekirse Kabahatler Kanunu 27. Maddesi ile “İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.” İfadelerine yer verilmektedir. Kanun “Kabahatler” başlıklı 18. Maddesi kapsamında Kanun’da öngörülen yükümlülüklerin ihlali halinde Kurum tarafından uygulanacak idari para cezalarına yer verilmektedir.

 

Aksine bir düzenleme bulunmadığı hallerde idari para cezalarına karşı genel itiraz mercii olan Sulh Ceza Hâkimliği’nde alt/üst idari para cezası sınırlarına oranı, başvurucu yan tarafından ihlale sebebiyet verilip verilmediği ve somut olayın ayrıntılarının açıklanması, başvurucu yanın hangi tür kişisel verileri işlediği ve Kanun kapsamındaki yükümlülüklerinin neler olduğu gibi kategorize itiraz konuları ve delilleri çerçevesinde itiraz edilebilecektir. İdari para cezasının yanı sıra başkaca bir yaptırımın öngörüldüğü -örneğin para cezasıyla birlikte ayrıca verinin yurtdışına aktarılmasının durdurulmasına karar verilmesi- hallerde ilgili itiraz merci İdare Mahkemesi’dir.


  • 15.12.2023 Tarihli 32400 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/7518 Başvuru numaralı, 12/12/2023 tarihli Anayasa Mahkemesi kararında Sulh ceza mahkemelerinin, idari para cezalarının iptali için yapılan başvurularda etkin yargılama yapmadığının vurgulandığı açıkça görülmektedir:

 

“Başvurucu, sulh ceza hâkimliğine itiraz ederken Kurul tarafından verilen kararın usule aykırı olarak tesis edildiğini, hukuken gerekli ve yeterli bir gerekçe içermediğini, idari para cezasının zaman bakımından uygulanabilir olmadığını, idari para cezalarının muhatabının kendisi olmadığını, dolayısıyla idari para cezasının cezada şahsiliğe aykırı olduğunu, kısa sürede bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, mevzuattaki süreye dair belirsizliğin aleyhine yorumlandığını, kanunda süreyle ilgili bir belirleme olmadığını, sürenin ne olması gerektiğine ilişkin olarak Kurul tarafından verilen kararların somut olaydan sonra verildiğini, dolayısıyla somut olayda uygulanamayacağını, kişisel verilerin korunmasında kusur sorumluluğunun esas olduğunu, tüm tedbirleri almasına ve kusuru olmamasına rağmen ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, idari para cezasının ölçülülük ilkesine ve diğer cezaya konu edilen olaylar ile karşılaştırıldığında eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Başvurucunun bu iddialarının yargılama sürecinin bütününü etkileyen önemli ve karşılanması gereken iddialar olduğu açıktır. Başvurucunun bu itirazları hakkında Hâkimlik tarafından hiçbir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bu sebeple mülkiyet hakkının korunmasına yönelik usule ilişkin güvencelerin somut olayda yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır.”

Ancak, 16.02.2024 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi“yle Kanun’da yapılması öngörülen değişiklik ile, Kurul tarafından verilen idari para cezalarına karşı genel itiraz mercii idare mahkemeleri olacak.

 

Böylelikle istisnaları bulunmakla birlikte sulh ceza hakimliklerinin Kurul tarafından verilen idari para cezalarına karşı yeterli inceleme yapmadan karar verdiğine yönelik problemin çözülmesi amaçlanıyor.

 

  • Mevcut durumda, genel itiraz mercii olan Sulh Ceza Hâkimliğince verilen karara karşı ise ilgili kararın taraflara tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilmesi de mümkündür. İlgili Sulh Ceza Hâkimliğinin kararına karşı yapılan itirazlar için ilgili mercii 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu 268. Maddesinde “Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.” Şeklinde açıklanmıştır. Önemle belirtilmelidir ki itiraz mercii olarak verilen Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen kararlar itiraza kapalı bir diğer deyiş ile kesindir.

 

  • Ancak 8. Yargı Paketi ile “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile Kanun’da yapılması öngörülen değişiklik ile, görevli mahkeme idari yargı olacağından, güncel olarak 9.463.213,00 TL’ye varan idari yaptırımların idare mahkemesi tarafından verilen karara karşı Danıştay yolunun da açık olması sebebiyle yapılan yargılamanın etkin bir hal alacağı kanaatindeyiz.

 

Bu hususla birlikte 2024 yılı için güncellenen verilerle birlikte 2023 yılı mali bilanço toplamı 100 milyonu aşacak mükelleflerin Kurumlar vergisi beyannamesini verme süresi olan 30 Nisan 2024 tarihini izleyen 30 gün içinde en geç 30 Mayıs 2024 tarihine kadar VERBİS’e kayıt zorunluluğu bulunduğunu, mali bilanço kıstasının yanı sıra her halükarda yıllık çalışan sayısı 50 kişi ve daha fazla olan ve/veya ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olan gerçek veya tüzel kişilerin VERBİS’e kayıt zorunluluğu bulunduğunu hatırlatmak isteriz.